KaRaNlIk SoKaK
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

KaRaNlIk SoKaK

sitemize hoşgeldiniz...iyi vakit geçirmenizi umarız AHmEt YEL HerKeZiN GöZü BiZdE
 
PortalliAnasayfaKayıt OlLatest imagesAramaGiriş yap

 

 hipnoz teknikleri

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
mustafa
Administratör
Administratör



Mesaj Sayısı : 64
Yaş : 36
Kayıt tarihi : 11/12/07

hipnoz teknikleri Empty
MesajKonu: hipnoz teknikleri   hipnoz teknikleri Icon_minitimeSalı Mart 11, 2008 9:03 am

HİPNOZ TEKNİKLERİ
"...Ve Rab, (Allah) adamın üzerine derin uyku getirdi ve uyudu ve onun kemiklerinden birini aldı ve yerini etle kapladı ve Rab, (Allah) adamdan aldığı kaburga kemiğinden bir kadın yaptı ve onu adama getirdi." (Tevrat Tekvin Bap 2, 21-22)

Mistik inanışlara göre Adem'le başlayan hipnoz bilinci asırlar boyu inananlara destek ve tedavi sağlarken, bilimsel anlamda Mesmer'le başlayan yaklaşım her geçen gün daha da güçlenmektedir.

İnsanlar hipnoza çeşitli şekillerde girerler.

A- Spontan (kendiliğinden): Sürücü yoldaki kesikli çizgilerden ve tekdüze gitmekten etkilenerek hipnoza girer. İnsan kesinlikle inandığı ve mutlaka başarması gereken anlarda hipnotik bir havaya girer. Alışılmışın dışında erken kalkmanın zorunlu olduğu, seyahat, karşılama ve sınava yetişme isteği, daha akşamdan yatarken benimsenir. Saatler kurulsa da kişi zil çalmadan beş dakika öncesinde kendiliğinden uyanır.

B- Dışardan yapılan uyarıcılar ve kişi aracılığıyla, bilinçli veya bilinçsizce duyu eşikleri sınırlarında verilen yayınlarla kişi doğrudan algılamadığı halde hipnotik sonuç yaşar. Örneğin görsel anlamda bir hareket, filmde 24 kareden oluşur. Amerika Birleşik Devletleri'nde yapılan bir araştırmada özel bir film hazırlanmış, bu 24 fotoğraftan biri değiştirilmiş bir kola resmi yerleştirilmiştir. Seyir sırasında kola tanıtımını algılamayan seyircilerin çoğunluğu ara verilince tanıtılan kolayı içmek üzere büfeye koşuşturmuş. Yine duyu sınırı olarak tanımladığımız 16-400 Erg sınırına yakın verileri kişi algılamazken, verilen komutlar hipnotik bir sonuç gibi kabullenebilmektedir. Günümüzde gelişmiş ülkeler Snaps adı verilen duyu eşiği yayınlarla algılamadan etki altında kalmanın korkusunu yaşamaktadırlar. Bilim adamları önüne geçmek için bilimsel araştırmalar yapmaktadır.

HİPNOZ VE TÜRLERİ

Hipnoz yapan uygulayıcılar genel olarak iki iletişim metodundan birini seçerler:

A- Direkt Hipnoz: Gönüllüye doğrudan dokunarak, gözgöze gelerek yapılan bir metotdur.

B- Endirekt Hipnoz: Gönüllüye dokunmadan, uzaktan uygulanan iletişimle yapılan hipnoz şeklidir.

Batı aleminde çoğunlukla endirekt hipnoz kullanılmaktadır. Bu metodu kullananlar, hipnoza hemen girilmediği için karbondioksit dengesinin değişmediğini ve böylece gönüllünün yorulmadığını belirtmektedirler.

Direkt Metodu kullananlar ise, gönüllünün daha çabuk ve daha derin hipnoz konsantrasyonuna girdiğini, uygulayıcının varlık ve desteğini temasla algılayarak çok daha büyük sorunları çözebildiklerini ifade ederek, " karbondioksit dengesi, hipnoza alınırken daha derin, güçlü nefeslerle birlikte verilen telkinlerle bozulmadan düzene sokabilir, diyerek tercihlerini göstermektedirler.

Kimi uygulayıcılar hipnozu elde edebilmek için;

A- Görsel

B- İşitsel

C- Kimyasal (İlaç)

desteğe ve özel yerlere ihtiyaç duymaktadırlar. Bu bağlamda sessiz, loş ve etkileyici renkli duvarlara (Erguvan renkli) sahip salonları tercih ederken, bir yandan renk ve şekil oyunları ile görsel dikkati sağlamakta, öte yandan da rahatlatıcı müzik eşliğinde ve hatta sakinleştirici türünden ilaçlardan yardım alarak hipnozu başarmaya çalışmaktadırlar.

MAYALAMADAN SONRA HER YERDE HİPNOZ

Otuz yıla yakın sürede, onbini aşkın uygulamaya katılarak hipnozu etkileyen faktörleri araştırmaya çalıştık. Kural dışı kişi ve durumların ötesinde o andaki istek, ihtiyaç ve güven duygusuna bağlı olarak birey, çevre şartlara aldırmadan istenilen hipnoz konsantrasyonuna hemen girebilmektedir. Mekanın sesli sessiz oluşu, önemsizleşmekte, ayakta, yatakta, koltukta veya taşıtta fark etmeden hipnoza girebilmektedir. Bu görüntüler bizde o andaki beklenti ve istemin her türlü yapay gereçlerin üstünde olduğunu göstermektedir.

Kişi bir seansta derin bir hipnoza girerek ameliyat derinliğine ulaşabilir; bir başka seferinde ise, o anda isteksiz olduğundan, hafif transı başarmak bile mümkün olmaz. Bu açıklığı dikkatle incelersek, kişinin "ben kobay veya oyuncak mıyım, uygulayıcının her isteğinde hipnoza girecek miyim?" düşüncesine en güzel cevabı alabiliriz. Hipnoza girmek için, her seferinde istemek ve o anda motive olmak gerekmektedir.

ÇEŞİTLİ HİPNOZ TEKNİKLERİ

Direkt Metot: Hazırlanan ve bilgilendirilen gönüllü rahat bir koltuğa oturtulur. Hekim yanında bir sandalye veya taburede oturur. Bir eliyle gönüllünün çenesini tutarken, bir eliyle de alnına dokunur. Gözlerini kırpmadan gönüllüye bakışlarını çevirir. Bir süre göz göze bakışla devam eder. Uygulayıcı, gönüllünün kişiliği ve yaşına bağlı olarak ses tonlarını düzenleyerek hipnoza giden telkinlerle konsantrasyonu sağlar.

Endirekt Metotlar: Hazırlanan gönüllü rahat bir koltukta, kanepede veya yatakta olabilir. Uygulayıcı veya uygulayıcılar uzaktan (dokunmadan) verdikleri komutlarla hipnozu elde etmeye çalışırlar. Bu bağlamda birkaç örneği sıralamak istiyorum:

İskoçyalı Prof. George Smith hastanın kolunu yukarı kaldırıp belli bir sayıdan başlayarak geriye doğru sayar. Bu arada sözle kolunun gevşediğini, aşağıya inmeye başladığını söyleyerek kişiyi rahatlatıp ve onu hipnoza sokmaktadır.

Amerikalı Prof. Kay Tompson ise, hastayı bir koltuğa oturtarak rahat olmasını söylemektedir. Ellerini piyano çalıyormuş gibi parmaklarını açtırarak dizi üzerine koydurup, avuçlarının dizlerine değmemesine dikkat ederek telkinlere başlar. Vücudunun gevşeyeceğini rahata ulaşacağını, hafifleyeceğini, gittikçe relaksa ulaşacağını telkin ederek bir süre sonra (3-5 dakika) da kolları yorulmuş olan hastaya kollarının çok hafiflediğini isterse bir tüy gibi hafif hissederek kollarını boşluğa kaldırabileceğini telkin etmektedir. Bu arada iyice gevşeyen hasta kollarını kaldırdığı anda alacağı telkinlere tamamen açık hale gelmektedir.

Bir uygulayıcı; hastayı rahat koltuğa oturtarak başparmağına doğru kıpırdamadan bakmasını ister. Uygulayıcının kolu hastanın bakış düzleminin üzerinde olur. Rahatlayacağı ve başaracağı konusunda gevşeme telkinlerine başlar. Bir süre sonra hastanın yorulduğu ve gevşediği anda elini aniden aşağıya indirir. Gözleriyle uygulayıcının parmağını izleyen gönüllünün gözleri kapanır ve bundan sonra tedavi amaçlı telkinler başlar.

İngiliz Prof. Olivier ise, kendi elini değil hastasının elini bakış düzlemini üzerine kaldırtır ve sağ elinin baş parmağına bakmasını söyler, daha sonra da kolunun yorulduğunu artık yavaş yavaş indirebileceğini söyleyerek kişinin gözlerinin parmak inerken kapanmasını sağlar.

Hollandalı bir uygulayıcı; hastayı karşısına oturtur ve sağ elini sıkmasını istier. "Sık, daha çok sık" der. Daha sonra "tavana bak", diyerek devam eder ve "şimdi elini gevşet, gevşettikçe gözlerini yavaş yavaş aşağıya kaydır ve uyu", diye tamamlar. Kısa bir süre sonra hasta elini gevşetip gözlerini kapatarak hipnoza girer.

Bir başka teknikte ise paradoks uygulanarak; rahat koltuğa oturan hastaya gözlerini çok, daha çok açması ve hiç kapamaması söylenmektedir. Uzunca bir süre gözlerini kırpmadan açmaya çalışan hastanın göz kaslarının yorulduğu anda "istersen gözlerini yavaşça kapatabilirsin" telkini verilir. Kısa bir süre içinde gözler kapanır, direnç sonlanarak hipnoz başlar. Benzeri paradoks metotlarla "ben girmem" diyenler büyük ölçekte hipnozu yaşarlar.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
hipnoz teknikleri
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
KaRaNlIk SoKaK :: bEyİn EgZeRsİzİ-
Buraya geçin: